Rastgele açılan bir radyo frekansından doldu kulaklarıma birden...
Yıllar olmuş duymayalı.
"Dur" dedim. "Değiştirme, kalsın…"
Şimdi adından çıkaran olmaz belki de…
'Henüz üç yaşında bir kardeşim var' desem bilinir.*
O şarkı.
Seksenlerin sonunda…
Halkımız arabesk dinleyip dinleyip dertleniyor, üzülüyor…
Buna bi çare bulalım…
Gibi gibi bir düşünce ile ortaya atılan projenin...
Başka deyişle...
Türünün tek örneği.
Hatta resmi arabesk bir nevi.
Zamanın Kültür Bakanının önayak olduğu projeyi uygulama görevi Hakkı Bulut'a verilmişti. Bir şarkı yapacak; içinde dertler, acılar, üzüntüler olmayacaktı.
Tutarsa...
Keder böylelikle bertaraf edilirken, bir şekilde sevmeyenlerin de sevebilitesi sağlanarak arabesk müzik ötekileştirilmekten kurtarılacaktı.
Bu arada, yayın organları hadiseye sardırmakta gecikmemişti tabii.
Döneme yetişenler hatırlayacaktır…
Acısız arabesk aşağı, acısız arabesk yukarı.
Demek ki, ikibinlerde olsaydı mevzu…
Direkt layt.
Nihayet günü geldi, TRT ekranından sunuldu örnek şarkı. Sanatçımız bu vesile ile ilk kez göründü ekranda. Yoksa çıkarmıyorlar, o da başka hikâye...
Tutmadı lakin.
Şablon de, dayatma de, ne dersen de işte… O olmadı.
Onu tutmadılar.
Şarkıya kulak verirken…
Bir yandan bunları hatırladım, bir yandan da düşündüm...
Ne lüzumsuz gayretmiş diye.
Bırak insanlar istediği müziği çalsın, söylesin, dinlesin…
Hizalama… Bırak.
O günlerde de fikrim buydu, şimdi böyle uzaktan daha bir lüzumsuz duruyor.
Baktım…
Çeyrek yüzyıl geçmiş neredeyse...
Arabesk müzik hem biraz şekil değiştirmiş hem de görece olarak bitmiş vaziyette. Eskisi gibi seri üretim yok. Ama dinleyen, seven çok. Hatta internetten bedelsiz dinleme-indirme kolaylığı sayesinde belki de eskisinden daha çok. Tıkla gelsin, sadece arabeskin değil her tür müziğin dibine vur. Böyle böyle, müzik sektörünün de dibine… Neyse, girmeyeyim şimdi oraya.
Değerli virtüözümüzün beyanatı vardı geçende…
'Arabesk sevmek vatan hainliğidir'
Saydırmış yine.
Ötekileştirirken ötekileşmek durumu...
Bunun değerlendirmesi konunun uzmanlarına düşer tabii.
Gerçi onlar da 'efendim, köyden kente göç sürecinde oluşan ve sonrasında…' şeklinde başlayan açılış cümlesinin ötesine geçemediler.
Aslında ötesi berisi yok...
Arabesk…
Bu topraklarda yankılanan ses…
Bu topraklardan fışkıran renk.
Seversin, sevmezsin…
Dinlersin, dinlemezsin…
Ayrı.
Bu ülkenin havasında, rüzgârında var o tınılar...
'Sevmiyorsan hor görme bari'
Bırak…
Essin.
* Seven Kıskanır / Hakkı Bulut
RÜYA ÇAĞLA
RÜYA ÇAĞLA
Kasım 2012
Yorumlar: 
(0)
henüz yorum yok